Tatilde, kilo almadan eve nasıl dönülür?

Kilo alarak tatili bitirmek, tatile giden herkesin en büyük kabusudur. Araştırmalar gösteriyor ki zayıflayan her on kişiden dördü, kaldığı otelde açık büfe nedeniyle tatil sonrası aşırı yemeyi yeniden hayat biçimi olarak benimsiyor. Ve verilen kiloların en az yarısı ilk dört ay içinde geriye alınıyor. Bu durumda tatil değil ama açık büfeler kilo aldırıyor dememiz yanlış olmayacaktır.

Tatil nedeniyle, kahvaltı öğününü atlamayın!

Kahvaltı bizim için olmazsa olmaz öğünlerdendir. Bu öğünün de çok abartılmasına karşıyım. Çünkü öyle kahvaltı masaları görüyoruz ki üzerinde yok, yok. Hatta akşam yemeğinde yenmesi gerekenler sabah yeniyor bunlar yanlış. Temel olarak karbonhidrat değil, protein tabanlı bir kahvaltı yapmak faydalı olacaktır. Ayrıca en geç saat 9.30’a kadar kahvaltı sürecini bitirmek gerekmektedir. Bol peynir ve zeytin çeşitleri, en fazla bir dilim ekmek o da karbonhidrat olduğu için olmaması daha iyi olacaktır. Haşlanmış yumurta, demsiz bir çay, domates, salatalık, maydanoz ve biber çeşitlerini rahatlıkla yiyebilirsiniz. Meyveyi de rahatlıkla tüketebilirsiniz.

Öğün ve ara öğün sayısını artırmayın!

Her şey dahil tatil yapmanız size orada verilecek her şeyi her zaman yiyeceğiniz anlamına gelmemelidir. Vücudunuzun aylardır işlediği bir sistemi var. Ufak kaçamaklarla bir sorun yaşamazsınız, benim dikkat çektiğim nokta; bunun siz farkında olmadan sistematik hale gelmesidir. Örneğin canınız tatlı mı çekti, şerbetli tatlıları tercih etmek yerine öncelikle meyve, dondurma veya sütlü tatlılardan birini tercih edebilirsiniz. Size ara öğün olarak verilmeye çalışılan patates kızartması, unlu mamulleri kesinlikle tüketmemeye çalışın. Çünkü onlar ara değil neredeyse öğünün kendisi kadar kaloriye sahiptir.

Öğünleri atlamayın, sulu yemekleri tercih edin!

Bizim geleneksel sulu yemek kategorisine giren çeşitlerimiz aslında sağlıklı beslenme için ideal besinler arasında yer alıyor. Zeytinyağıyla yapılmış, kızartılmamış sebzelerimiz en ideal yemekler arasındadır. Özellikle açık büfe yemekleri yiyebileceğiniz miktar ve çeşitte alın, yiyin ve sonra diğer yiyeceği seçmeye gidin. Zeytinyağlı yemeklerin ardından ızgara balık, köfte veya beyaz etli bir yemeklerden birini tüketebilirsiniz. Ana öğünlerinizde bir şekilde yeşilliğe yer verin. Ayrıca tatlı olarak meyve yemeyi ihmal etmeyin.

Alkolden uzak durmaya çalışın!

Alkolün vücudumuza verdiği zararları artık neredeyse bilmeyen kalmadı. Ama konumuz madem kilo, her şey dahil açık büfe sisteminde alkolün su gibi tüketilmesi sonrasında bize kilo olarak da dönmesini sağlıyor. Özellikle bel bölgemizde biriken yağın en az iki katı artmasına sebep oluyor. Burada belki ufak bir parantez açıp, akşam öğününde sadece bir kadeh kırmızı şarabı içebileceğinizi ekleyebilirim. Onun dışında alkolün yerini tutmasa da ayran, maden suyu ya da şalgam benzeri ürünleri rahatlıkla içebilirsiniz.

Tatil sadece yatma değil aynı zamanda spor yapmak için de ideal zamandır!

Günün koşuşturması içinde spora zaman mı ayıramıyorsunuz o zaman doğru zaman tatil olabilir. En azından günde 10000 adım atmanız gerektiğinizi biliyorsunuz. Bu adımları attığınızda rahatlıkla 350 – 450 kalori harcarsınız. Sabah erken kalkarak ya da akşam serin bir havada bu adımları atabilirsiniz. Eğer yürümek işkence geliyorsa yüzerek de spor yapmanız mümkündür.

Bol bol su içmeye devam edin!

Yazın ter ile kaybedilen suyun artması, yetersiz sıvı alımı da ilave olduğunda özellikle sindirim siteminin çalışmasını bozabilir. Kabızlık, şişkinlik ve ödem gibi kilo artışına sebep olan durumlar yaşanılabilir. Ödemden kurtulmak ve açlıkla başa çıkabilmek için günde mutlaka en az 2-2,5 litre su tüketilmelidir.

Yorumlar

Yorum

yasemin amato: 1965 yılında İran'nın Tebriz kentinde doğmuştur. 1983 yılından itibaren Türkiye'de yaşamaktadır. 1990 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi'ni bitirdikten sonra, ihtisasını aynı üniversitenin Dermatoloji Ana Bilim Dalı'nda yaptı. Kozmetik dermatolojiye olan tutkusunu geliştirmek için İngiltere'ye gidip Birmingham'da dermatoloji kursuna katıldı. 1995 yılında ABD'nin Dallas eyaletinde Kollajen enjeksiyonları hakkında eğitim aldı. 1996 yılında Paris'te dünyanın en ünlü uzmanlarından (Dr.Benjamin Asher, David Goldberg, Dr. Legrand, Dr. J.Le Coz, Dr.Laglen) değişik dolgu maddeleri enjeksiyonları, botoks ve mezoterapi eğitimi gördü. Türkiye'ye dönünce YASEMEN adında bir kozmetik dermatoloji merkezi açarak, İzmir'de ilk kez dolgu, botoks, mezoterapi, lazer epilasyon, kalıcı makyaj ve mikrodermabrazyon uygulamalarını başlattı. 2004 yılında Doğan Yayınevi'nden çıkan "Güzel ol, Bugün, Yarın ve Daima" isimli bir kitap yazmıştır. 2009 yılında "Yaşlanmayı erteleyin" "Evde güzellik ve bakım sırları" "Güzel dokunuşlar" isimli kitapları yayınlanmıştır. 2004 yılından itibaren Şamdan plus, Diva, Sabah Gazetesi'nin eki Günaydın, Hürriyet Aile, Kuşhan Diyet, Karşıyaka LIFE, ESİAD dergileri gibi yayınlarda köşe yazarlığı yapmaktadır. Ayrıca 1994 yılından beri Ticaret Europe üyesidir. Kendisi bir çok televizyon programlarında, üniversite içi seminerlerde, konferanslarda, ulusal ve uluslararası kongre ve seminerlerde konuşmacı olarak katılmıştır. Dr. Yasemin Fatih Amato evli ve bir çocuk annesidir.
Related Post
Leave a Comment