D vitamini uğruna, ‘’Photo-aging’’ olmayın!


İnsanı güneşlendiğine en çok pişman edenlerinden biri, “photo-aging” yani yaşa değil, güneşe bağlı yaşlanmadır. İnsanlar, daha diri ve daha genç görünmek uğruna güneşe teslim olurken, günün birinde photo-aging’in sonuçlarıyla karşı karşıya kalırlar. Ne yazık ki güneşe çok fazla maruz kalındığında, deriye gerginliğini ve sıkılığını sağlayan liflerin bir kısmı dejenere olur bir kısmı da yok olur. Bu durum cildi desteksiz bırakır ve son derece derin çizgiler meydana gelmesine, ayrıca köselemsi bir yapı oluşmasına neden olur.

Güneşle barışık nasıl yaşanır?

– Güneşi ciddiye alın.
– Saat 10.00 ile 15.00 arasında güneşte kalmayın.
– Giysilerinizi seçerken daha dikkatli olabilirsiniz. Açık giysiler, kısa şortlar içimizi ferahlatabilir ama bizi güneşe karşı korumasız bırakır. Oysa uzun kollu pamuklu t-shirtler, yumuşak bluzlar, rahat pantolonlar sıcağın etkisini hafifletir.
– Siyah ve koyu renkler ışığı emerler. Beyaz başta olmak üzere, açık renkler ise güneş ışınlarını geri yansıtırlar. Bu nedenle elden geldiği kadar açık renk giysileri seçmenizde yarar var.
– Mayonuza, günlük kıyafetlerinize uygun şapkalar edinin. Hele saçınız az veya tepeniz açılmış ise, şapka kullanmayı hiç ihmal etmeyin.
– Muhakkak UV Filtreli bir güneş gözlüğü kullanın.
– Açık havada olduğunuz sürece sık sık güneşten koruyucu sürün.
– Bir de, çantanızda birkaç poşet yeşil çay bulundurun. Yeşil çay cilde sürüldüğünde bizi güneşten koruduğu biliniyor ancak içilmesinin de yararlı olduğu düşünülüyor. Ne kaybedersiniz, siz içmeye devam edin.
– Sıcak havada parfüm kullanmasanız daha iyi olur. Parfümler cildin güneşe karşı hassasiyetini arttırırlar, güneş lekelerine yol açarlar.
– Gölgede otursanız bile bu tedbirleri ihmal etmeyin.
– Sürekli kısmak gibi tekrarlayan göz ve yüz hareketleri kırışıklıklara neden olur. Bu alışkanlıklarınızı unutun, güneşe çıkamıyorsanız güneş gözlüğü kullanın. Okumakta zorluk çekiyorsanız numaralı gözlük alın. Böylece göz çevresi kırışıklıklarından korunmuş olursunuz.

D vitamini benim için ikinci planda bronzlaşmak istiyorum diyorsanız. Gelişmiş solaryumlardan veya cilde renk veren kremlerden yararlanın. Bir sezonluk bronzluk ve çekicilik uğruna, daha sonraki yılları kendinize zehir etmeyin. Kararında bir güneşlenme ile D vitaminini rahatlıkla vücudunuza alıp, korunma tedbirlerini aldığınızda cildinizin erken yaşlanmasını ve lekelenmesini engelleyebilirsiniz. Tedbirli, her şeyi bilerek güneşlenmek sizin kurtarıcınız olacaktır.

Yorumlar

Yorum

yasemin amato: 1965 yılında İran'nın Tebriz kentinde doğmuştur. 1983 yılından itibaren Türkiye'de yaşamaktadır. 1990 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi'ni bitirdikten sonra, ihtisasını aynı üniversitenin Dermatoloji Ana Bilim Dalı'nda yaptı. Kozmetik dermatolojiye olan tutkusunu geliştirmek için İngiltere'ye gidip Birmingham'da dermatoloji kursuna katıldı. 1995 yılında ABD'nin Dallas eyaletinde Kollajen enjeksiyonları hakkında eğitim aldı. 1996 yılında Paris'te dünyanın en ünlü uzmanlarından (Dr.Benjamin Asher, David Goldberg, Dr. Legrand, Dr. J.Le Coz, Dr.Laglen) değişik dolgu maddeleri enjeksiyonları, botoks ve mezoterapi eğitimi gördü. Türkiye'ye dönünce YASEMEN adında bir kozmetik dermatoloji merkezi açarak, İzmir'de ilk kez dolgu, botoks, mezoterapi, lazer epilasyon, kalıcı makyaj ve mikrodermabrazyon uygulamalarını başlattı. 2004 yılında Doğan Yayınevi'nden çıkan "Güzel ol, Bugün, Yarın ve Daima" isimli bir kitap yazmıştır. 2009 yılında "Yaşlanmayı erteleyin" "Evde güzellik ve bakım sırları" "Güzel dokunuşlar" isimli kitapları yayınlanmıştır. 2004 yılından itibaren Şamdan plus, Diva, Sabah Gazetesi'nin eki Günaydın, Hürriyet Aile, Kuşhan Diyet, Karşıyaka LIFE, ESİAD dergileri gibi yayınlarda köşe yazarlığı yapmaktadır. Ayrıca 1994 yılından beri Ticaret Europe üyesidir. Kendisi bir çok televizyon programlarında, üniversite içi seminerlerde, konferanslarda, ulusal ve uluslararası kongre ve seminerlerde konuşmacı olarak katılmıştır. Dr. Yasemin Fatih Amato evli ve bir çocuk annesidir.
Related Post
Leave a Comment