Cildimizin yapısı, büyük ölçüde kalıtımla belirlenir. Buna rağmen birçok etken cildin değişmesine yol açar. Örneğin; havanın soğuk veya sıcak olması, nemi veya kuruluğu öte yandan stres, uykusuzluk, kullanılan ilaçlar, hormonsal değişimler veya cilt bakımı yöntemleri, cildinizi değiştirebilir. Bunun dışında insanın değiştiremediği acı gerçek yaşlanma var ki, kırışıklıkların en büyük sebebidir. Yaşlanmanın birinci sebebi, cilt hücrelerinin sıvısını kaybetmesi ve kurumasıdır. Buna ultraviyole ışınlar ve sigara neden olur. İkinci neden ise yer çekimidir. Yer çekimi, vücudumuzdaki bütün dokuları olduğu gibi yüzümüzdeki dokuları da aşağı doğru çeker. Bu iki sebebe hücrelerin yaşlanması, eskimesi ve kuruması eklenince yaşlanmanın belirtileri ortaya çıkar.
Cildi çok yağlı olan bazı insanlar, yüzlerini acımasız bir şekilde sabunlayıp fırçalarlar, alkollü traş losyonları ile kurutmaya çalışırlar. Sonunda cilt nemini kaybeder. Bazen bunun tersi olur, cildi çok kuru olanlar, yazın sıcak günlerinde bile yağlı nemlendiriciler kullanmaya devam ederler. Böyleleri de aniden siyah noktalarla karşılaşabilirler. Öte yandan cilt aynı gün içinde bile farklı özellikler gösterebilir. Örneğin duştan çıktığınızda veya soğukta kaldığınızda daha kuru olur. Hormonsal dönemler de cildi etkiler. Bu nedenle cildinizi herhangi bir zamanda inceleyen bir uzman, onu yeteri kadar tanıyamayabilir. Cildinizi en iyi kendiniz takip edebilirsiniz.
Bazı insanların yüz kırışıklıkları daha fazla olur. Bunda cilt tipinin etkisi vardır.
Beyaz ve ince derili insanlarda deri çok kolay kırışır ve yaşlanır. Kalın derili, esmer kişilerde ise daha geç ve yavaş kırışma, yaşlanma gözlenir. Tabii genetik yapı da diğer tüm organ yaşlanmalarında olduğu gibi etkendir. Mimiklerini çok kullanan, konuşurken kaşını gözünü sürekli oynatan insanlarda ise göz ve alın çevresi daha çabuk kırışır. O yüzden hangi cildin daha çok kırıştığını net olarak söyleyemeyiz. Çünkü her cilt tipinin de kendince artıları ve eksileri vardır. Ve bu hesaba katıldığında doğal olarak her cilt tipi de farklı şekillerde yaşlanır. Yani bu yüzden herhangi bir cilt tipi daha iyidir demek doğru değildir. Ama isterseniz cilt tiplerine bakarak bir fikir edinebilirsiniz.
Normal cilt
Adı normal olsa da, bu tip cilde kolay rastlanmaz. Ancak 20-25 yaşına kadar bazı gençlerde görülür. Yumuşacık, gergin, sıkı, pürüzsüz, lekesiz ve esnektir. Gözenekleri küçüktür, kılcal damarları fark edilmez.
Yağlı cilt
Yağlı cilt, hem soluk hem de parlak görünür. Gözenekleri geniştir, üzerinde siyah noktalar, benekler vardır, kolayca sivilce oluşturur. Yağlı ciltlerin bakımında sert temizleyiciler kullanmamak gerekir.
Yağlı fakat nemsiz (kuru) cilt
Bazen yağlı ciltler susuz kalırlar ve esnekliklerini kaybederler. Dışarıdan bakınca kaba, kuru ve pullu görünürler. Bu duruma daha fazla erkeklerde rastlanır. Aşırı sıcak, ter, akneli yüzün sert sabunlarla yıkanması, alkollü traş losyonları cildin nemini kaybetmesine yol açar.
Kuru cilt
Kuru ciltler ince olurlar, yıkandıktan sonra gerilirler ve kolayca kızarırlar. Genellikle göz çevresi erken yaşta kırışır.Cilt yüzeyindeki aşırı kuruluk, cildi bakterilere karşı koruyan asit mantonun dengesini bozar. Bu nedenle, kuru ciltler çok hassastırlar.
Kuru – nemli cilt
Sürekli terleyen kuru ciltlere bu ad verilir. Böyle bir cilt özünde kuru ve yağsızdır ama ter nedeniyle ıslak görünür. Bu durumun nedeni stres veya hormonsal sorunlar olabileceği gibi, çevresel etkenler de olabilir.
Karma cilt
İnsanların çoğunluğunda, “T” bölgesi yani alın, burun ve çene bölgesi yağlıdır; göz çevresi ve yanaklar ise kurudur. Karma ciltleri dengede tutmak için çok dikkatli olunması gerekir.
Hassas- alerjik cilt
Her fırsatta kızarır, kaşınır, pullanır. Bunun nedeni genellikle kalıtımsal olmasına rağmen; çevresel, mevsimsel etkenler veya kozmetik ürünler sorunu arttırabilir.
Yorumlar
Yorum
Leave a Comment