İnsanın kendisine bakması, daha güzel görünmek için çaba göstermesi çok güzel bir şey. Kendimizi beğendikçe daha fazla severiz, sağlığımıza da tüm yaşamımıza da daha fazla özen gösteririz. Bu tutumumuz içimizden dışarıya taşar, daha güler yüzlü ve olumlu bir duygu yaymaya başlarız. Ne yazık ki bazı insanlar estetik peşinde kendilerini kaybedebiliyorlar. Daha genç, daha da genç, daha da gergin, daha da dolgun derken donuk bir ifadeye bürünüyorlar. Bu kişilere dikkat ederseniz, içlerinin bir türlü huzur bulmadığını ve neticede estetikten yararlanamadıklarını açıkça fark edersiniz. Giderek bakımlı olan herkes birbirine benzemeye başladı. Bakıyorsunuz; sayısız insanda aynı burun modeli, gergin kaşlar, abartılı elmacık kemikleri, şişirilmiş gibi duran yanaklar, dudaklar ve ifadesi kaybolmuş çekik gözler, donuk yüzler. Oysa zaman da kalıtımla gelen biçiminiz de gerçektir, onları gözardı edemeyiz! Hiç kuşkusuz her birimiz farklı bir yüz kemik yapısıyla, farklı yüz hatlarıyla ve farklı bir ifadeyle dünya geliriz. Daha da önemlisi farklı duygular taşırız. Zaman içinde yaşadıklarımızla yoğrulur, yeniden şekilleniriz. Bunu reddederek güzelleşmek, hatta bir başka insan formu içine girmeye çalışmak pek umutsuz bir çabadır. İnsanı bunalıma sokmaktan başka bir işe yaramaz. Ama küçük müdahaleler ile daha mutlu olabilirsiniz. Dolgu işte bu aşamada karşınıza çıkar. Dikkat edilmesi gereken, bunu yapan doktorların yüz anatomisini, kemik yapısını ve derinin kalınlığını çok iyi incelemeleridir. Özel durumlar dışında, dolgudan esas beklentimiz yüzümüzdeki yorgun ifadeyi rahatlatmaktan ibarettir.
DOKTORUNUZUN PROFESYONEL OLMASINA DİKKAT EDİN
Dolgu yapacak olan doktorların uygulama sonucunda yüzde ne gibi değişikliklerin olacağını önceden saptayabilmeleri çok önemlidir. Yüzün belirli bir kısmı dolgudan sonra gayet güzel gerilmiş olabilir. Ama bu durum, yüzün diğer bir bölgesinin daha yaşlı görünmesine neden olabilir. Örneğin yanaklar ve burundan dudak kenarlarına doğru inen çizgiler fazla gerilirse daha önce dikkatinizi çekmeyen çeneniz çökmüş gibi görünmeye başlayabilir. Bu sonuç bizi amaçtan uzaklaştırmış olur. Bu aralar dolgu yaparken tek yere dolgu yapmak yerine sadece yüzün altın oranını düzeltmeye başladım. İnsanlar daha doğal ve simetrik yüz istiyorlar. Dolgu ile dudaklarınızı dolgunlaştırabilir, yanaklarınızdaki, çenenizdeki çöküntüleri veya sarkmaları giderebilirsiniz. Kendinizi deneyimli ve zevkli bir dermatologa teslim ederseniz, o kadar doğal sonuçlar alırsınız ki, hiç kimse sizin nasıl olup da bu kadar iyi göründüğünüzü anlayamaz! Bütün bunlar hem uzun süre kalıcı olur hem de gayet elverişli bütçeler içinde hallolur.
Kozmetik amaçlarla çok çeşitli dolgu maddeleri kullanılır. Doğal kolajenler, kolajen türevleri, sentetik maddeler, ameliyat dikiş ipliklerinde kullanılan Vicryl, Hyalünorik asit veya hastanın kendi vücudundan alınan yağlar gibi. Bunların her birinin alerji riski, avantajları, dezavantajları, dayanma süreleri farklıdır. Ben genellikle Hyalünorik asit kullanmayı tercih ederim. “Asit” sözü gözünüzü korkutmasın, bu doğal bir maddedir. Hyalüranik asit, vücudumuzda bol miktarda bulunur, cilde esneklik verir ve eklemlerimizin kayganlığını sağlar. Yaşımız ilerledikçe, miktarı azalır. Dikkat ederseniz, kırışıklıklarla eklem ağrıları da aşağı yukarı aynı yıllarda başlar. Hyalüronik asit, horoz ibiğinden veya değişik mikroorganizmaların fermantasyonundan elde edilir. Bu madde göz ameliyatlarında, romatoloji ve travmatoloji tedavilerinde de kullanılır. Alerji riski yoktur. Bazı çeşitleri 6-12 ay içinde vücuttan tamamen atılır. Daha yoğun olanları, bünyeye ve yaşa bağlı olarak, 2-10 yıl arasında kalıcı olur.
Dolgular sayesinde anestezi almadan, hastaneye yatmadan, işinizden, gücünüzden uzaklaşmadan, astronomik rakamlar ödemeden, hatta birkaç seansta, alıştıra- alıştıra, yüzünüzü gençleştirebilirsiniz. Gerekirse rötuşlar yaptırabilirsiniz. Ancak dikkat edeceğiniz en önemli şey, dolguyu deneyimli bir dermatologa veya plastik cerraha yaptırmaktır. Yüzünüzü teslim edeceğiniz doktorun kanıtlanmış bir estetik görüşü olmalı, yüz ve yaşlanma anatomisini iyi bilmelidir. Bazen yanlış yere enjekte edilen bir dolgu, yüzünüzde anlamsız bir şişkinlik olarak kalabilir veya enjeksiyon çok derine yapılırsa hiçbir işe yaramayabilir. Teknik hata yapılmasa bile dolguların estetik ve artistik tasarımı için ustalık ve deneyim gerekir.
Yorumlar
Yorum
Leave a Comment