EPİLASYON GERÇEĞİNE SIRTINIZI DÖNMEYİN

Epilasyon; vücuttaki istenmeyen tüylerin kalıcı ya da uzun süreli uzaklaştılmasını sağlayan yöntemlerin genel adıdır. Geçici epilasyon yöntemlerinden farkı bu yöntemlerin kalıcı ya da en azından uzun süreli sonuçlar sağlamasıdır. Kalıcı epilasyonun temel mekanizması kılı üreten kök hücrelerinin tahrip edilmesidir. Kıl kökünün tahrip olma miktarı epilasyonun başarısını belirler. Geçici yöntemlere depilasyon yöntemleri adıda verilir. İster yüzümüzde, ister vücudumuzda olsun, kıllar sanki utanılacak bir kusurumuz, bizden başkasında olmayan, saklanacak bir “sır” gibi görünürler gözümüze… Tıraş olmadan ciddi bir yere gitmek çoğu zaman saygısızlık sayılır, bacaklarımızda kıllar uzamışsa etek veya şort giymemiz olanaksızdır, kaşlarımız uzayınca insan içine çıkamayız vb.

Kalıcı epilasyon yöntemleri, hayalleri gerçek yapıyor

Garip bir çağda yaşıyoruz. Yükselen değerlere bakacak olursak, bir yandan “doğallık” göklere çıkarılıyor, öte yandan “doğaüstü güzellik” gibi bir düşün peşinde sürükleniyoruz. Artık bakımlı olmak ve güzel kalmak, her yaşta zorunluluk haline geldiği gibi, güzelliğin ölçüleri de insanları zorluyor; vücudumuz incecik olacak, bacaklar upuzun, tenimiz bronz, cildimiz kadife gibi pürüzsüz, bizi gece makyajıyla görmüş olanlar plajda düş kırıklığına uğramayacak ve cildimizin her noktası, adeta bir bebek gibi, tüysüz olacak ama hep doğal görüneceğiz! Düş kurmak insanın yaratıcılığını harekete geçirir. Nitekim kusursuz güzellik ve sonsuz gençlik için yapılan araştırmaların ve ilerlemenin önüne geçmek mümkün değil. Böylece her geçen gün yeni olanaklara kavuşuyoruz. Kıllardan tamamen kurtulmaya gelince; “kalıcı epilasyon” yöntemleri sayesinde, bu hayal olmaktan çıkmış, gerçek olmuştur.

Kıllardan kurtulmak mümkün

Size şaşırtıcı gelecek ama kadın veya erkek, her birimiz, vücudumuzda 5 milyon kıl kökü ile dünyaya geliriz. Bunların bir milyonu saçlı deride, 4 milyonu vücutta bulunur. Ne var ki bunların çoğu görünmez veya son derece incedir. İnce ve renksiz olanlara, ayva tüyü (düve) denir. Cımbızla, ağdayla, kalıcı epilasyonla kurtulmaya çalıştığımız kalın tüyler “terminal “ tüylerdir. Vücudumuzdaki ve yüzümüzdeki kıl köklerinin her birinden terminal tüyler çıksaydı, neye benzerdik, tahmin edebilirsiniz! Sakalları ve diğer kılları en kestirme yoldan göz önünden uzaklaştırmak için birçok yöntem kullanılır; ustura, jilet, elektrikli tıraş makineleri, kremler, cımbız, iplik, ağda ve sir çeşitleri gibi. Bunların tümü ”geçici epilasyon” yöntemleridir. Kıllar yeniden uzayıncaya kadar bizi rahatlatırlar. Bir de kıl kökünü tamamen yok etmeyi vaadeden “kalıcı epilasyon” yöntemleri vardır. Bu hafta geçici epilasyonla ilgili görüşlerimi ve daha sonra kalıcı epilasyon tekniklerinden söz etmek istiyorum.

Geçici epilasyon yöntemleri

Jilet

Jiletle tıraş olmanın, kılların daha sık çıkmasına neden olduğu zannedilir. Oysa kıl sayısında hiçbir zaman artış olmaz. Hatta yaş ilerledikçe kıl sayısı biraz azalır. Ne var ki, jilet ayva tüylerinin sertleşmesine ve belirginleşmesine yol açar. Bu da tüylerin çoğaldığı izlenimi verir. Jiletle tıraş olacağınız zaman, cildinizi iyice köpürterek yumuşatmalı ve kılların çıkış yönünü takip etmelisiniz.

Elektrikli tıraş makinesi

Bu aletleri kullanmak istiyorsanız, cildinizin tamamen kuru olmasına dikkat etmelisiniz, hatta talk pudrası kullanmanızı tavsiye ederim. Cildiniz nemli olursa, makine yapışabilir. Tıraş olduktan sonra, cildinizin hassasiyeti artar ve kolayca tahriş olur. Bu nedenle içeriğinde alkol bulunan losyon, parfüm, krem ve benzeri kozmetikleri kullanmasanız daha iyi olur. Alkolsüz olduğuna emin olduğunuz ürünleri kullanabilirsiniz.

Elektrikli epilasyon aletleri

Bu cihazlar tüyleri nispeten derinden alır ve her an el altında bulundurulabileceği için çok pratiktir. Ancak birçok insanda kıl dönmesine yol açar. Bu nedenle biraz dikkatli ve ihtiyatlı olunması gerekir.

Krem şeklindeki ürünler

Biz bu yöntemi genel olarak “kimyasal epilasyon” olarak tanımlıyoruz. Bunların çoğu tüylerin cilt yüzeyinin biraz daha altından dökülmesini sağlar. Bu nedenle tüylerin yeniden uzaması, jilete oranla daha uzun sürer. Bu ürünlerin hiçbirisinin kalıcı epilasyon sağlaması yani kıl kökünü yok etmesi mümkün değildir. Kimyasal epilasyon çeşitleri birçok insanda yanma veya kızarıklığa yol açabilir. Böyle durumlarda tahriş olan bölgeyi bol su ile yıkamak ve allerji yaratan ürünlerden vazgeçmek gerekir. Uygulamadan sonra alkol sürülmesi sakıncalıdır. Bu tip kremler, cildin tahriş olmuş, hassas, kesik veya yaralı yerlerine sürülmez.

Sarartma (bleaching)

Sarartma uygulaması; genellikle yüz , dudak, yanak ve kollardaki ince tüyleri belirsizleştirmek için kullanılır. Solüsyonu evde hazırlamak isterseniz; 50 ml. oksijenli su içine 10cc. kadar %20’lik amonyak karıştırın. Bu karışımı pamuk, sünger veya yumuşak bir fırça ile sarartmak istediğiniz tüylere sürün. Sonra rengi açılıncaya kadar 5-10 dakika bekleyin ve bol su yıkayın. Bu arada gözlerinizi korumak için dikkatli olun.

Ağda ve sir

Tüm geçici epilasyon yöntemleri içinde en kalıcı olanı bunlardır. Eski tip sir makinalarında, aynı malzeme yeniden kaynatılıp bir başkasına sürüldüğü için, hijyen açısından düşündürücüdür. Ancak modern güzellik merkezlerinde tek kişiye uygulanan ve işi bitince çöpe atılan sirler kullanılır ve sir yapıldıktan sonra özel bir losyon sürülür. Bu uygulama hijyen açısından çok daha güvenlidir. Bu konu o kadar hayatımızın içindeki, baş etmek için kullanılan yöntemler saymakla bitmiyor. Hamam otu, çam sakızı, iplik, cımbız, elektrikli cımbızdan hiç söz etmedim.

Kalıcı epilasyon yöntemleri

Yıllar önce, kozmetik dermatoloji kliniğimi yeni açtığım sıralarda, bir kadın hastayla tanışmıştım. Bu kadın randevusunu birkaç kere erteleyip, sanırım dördüncü telefonundan sonra gelmişti. Hastam başına sardığı ince şalı çıkarırken ağlamaya başladı. O günü unutamam! Yüzünde aynı erkeklerinki gibi kalın sakallar vardı. Bir an onun travesti olup olmadığını düşündüm. Ancak sesi, konuşması, hali-tavrı ve her şeyi bu hastamın normal bir kadın olduğunu gösteriyordu. Belli ki hormon dengesi bozulmuştu. Ayrıntılı tetkikler istedim, hemen yaptırdı. Bu hastam bir yandan sabırla hormon tedavisi görürken, yanısıra yaptığımız kalıcı epilasyonla derdinden kurtuldu. İşimiz uzun sürdü ama başarılı olduk. Hastam bir daha yüzünü saklamak gereğini duymadı ve bu defa sevinçten ağladı! Onunla dost olduk, epey sohbet ettik. Kalıcı epilasyonun bazı insanlar için ne kadar hayati bir önemi olduğunu o dönemde gayet iyi öğrendim. Sonra sayısız yaşam öyküsü ve sayısız deneyimle yolumuza devam edip bugünlere geldik.

Kalıcı epilasyonun tarihi

Kalıcı epilasyon, kılları kökleriyle birlikte yok eden bir tedavidir. Başarılı bir epilasyonla yok edilen kıllar, bir daha geri dönmemek üzere yaşamınızdan silinir. Bu tedavi iğneli-elektrikli epilasyon tekniğinin icadı ile başlamıştır ve “Altın tedavi” adını almıştır. İğneli-elektrikli epilasyon, 1848 yılından 1995 yılına kadar kalıcı epilasyon için biricik yöntem olarak yerini korumuştur. 1995 yılından sonra Foto ve Lazer gibi ışık teknolojileri, epilasyonda yeni olanaklar geliştirmeye başlamıştır.

Aşırı kıllanmanın sebebini araştırın!

Kalıcı epilasyon kozmetik nedenlerle talep edilse de, tam anlamıyla tıbbi bir işlemdir. Bir insanda aşırı kıllanma görüldüğü zaman, nedenlerinin titizlikle araştırılması gerekir. Hormonal bir sorun olduğu anlaşılırsa, epilasyondan önce hormon tedavisine başlanmalıdır. Bazı durumlarda hastanın kullandığı diğer ilaçların göz önüne alınması gerekir. Hamilelik veya kortizon tedavileri sırasında, vücutta tüylenme artar. Bu gibi vakalarda, hormonal dengesizliğin tedavi edilmesi veya kortizonun kesilmesi yeterli olabilir. Öte yandan hem kadınlarda hem de erkeklerde bulunan erkeklik hormonu ilaçlarla dengelenirse, epilasyondan daha hızlı ve etkili sonuçlar alınabilir. Bazı durumlarda kalıcı epilasyon yapılması uygun değildir. Örneğin bağışıklık sisteminde sorun olan kişilere, kalbinde pil taşıyanlara ve ağır şeker hastalarına epilasyon uygulanmaz. Özetle, kalıcı epilasyon hassas bir işlemdir, çok iyi eğitim görmüş deneyimli estetiysen gerektirir. Uygulamayı yapan estetisyenin; tüylerin karakterini, anatomisini ve fizyolojisini ayrıca kullandığı tekniği çok iyi bilmesi gerekir. Elektrikli epilasyonda seçilecek iğne kalınlığı, işlem derinliği, verilecek akım miktarı ve süresi çok önemlidir.

Işıklı epilasyon

Işıklı epilasyonda da (Lazer ve Foto) kıl derinliği, ışık şiddetinin ayarlanması, cildin kalınlığı, nemi, kılın rengi çok önemlidir. Işıklı epilasyonda güneşe karşı önlem alınmadığı taktirde veya deri uygun şekilde soğutulmazsa, ciltte lekeler oluşabilir. İğneli veya ışıklı epilasyon uygulanırken bilinmesi gereken önemli bir nokta da hangi tüyün hangi dönemde olduğunu bilmeden bütün görünen tüylere uygulandığıdır. Ancak görünen kılların aktif (anagen) döneminde olanları epilasyondan tam olarak etkilenirler ve bir daha çıkmazlar. Epilasyon uygulayan kişinin elinde tüylerin hangi dönemde olduğunu söyleyen bir sihirli değnek yoktur. Epilasyon işlemi görünen tüm tüylere uygulanmak zorundadır. Anajen (aktif) dönemde olmayan tüyler ileride yeniden aktif döneme geçecek “ben gene geldim, benimle başa çıkmak zordur” diyecektir. Karşılaştıracak olursak, tüylere olan etkinlik bakımından Lazer sistemleri ile IPL sistemleri beraber gitmektedir. Ancak sistemin basitliği, ucuzluğu, kullanım maliyeti, değişik amaçlarla kullanılabilirliği hesaba katılınca, IPL tercih edilir. Onümüzdeki günlerde IPL cihzı olmayan bir cilt ve estetik merkezi kalmayacağı kanaatindeyim. Dünyadaki gelişmeler de bu görüşü desteklemektedir. Seans aralıklarının çok iyi ayarlanması gerekir. Tüylerin pasif olduğu bir dönemde epilasyon yapılırsa, bütün emekler boşa gider.

Foto epilasyon

Hangi tekniğin daha iyi olacağını soracak olursanız; foto epilasyon cihazlarının cilde temas ettiği alan genellikle lazerlerden daha fazladır. Bir atımda pek çok lazer cihazından daha fazla tüyü yok etmektedirler. İğneli epilasyon ise kıllar üzerinde tek tek uygulanır. Dolayısı ile foto cihazları aynı sürede çok daha fazla alanı tarar. Bu da daha hızlı epilasyon anlamına gelir. Ayrıca lazer gözler için tehlikeliyken, foto epilasyon uygulamasında özel bir gözlük bile şart değildir. Kalıcı epilasyon birçok insan için son derece önemli bir konu. Tüm estetik merkezleri epilasyon isteyen hastalarla dolup taşıyor ancak ne yazık ki, bu konuda yeterli eğitim veren kurumların sayısı inanılmayacak kadar az. Bu nedenle, epilasyon isteyecek olursanız, size çok seçici olmanızı tavsiye etmek zorundayım. Sizinle ilgilenecek uzmanı da, uygulamayı yapacak teknisyeni de, kullanılacak tekniği de iyice araştırın.

Yorumlar

Yorum

yasemin amato: 1965 yılında İran'nın Tebriz kentinde doğmuştur. 1983 yılından itibaren Türkiye'de yaşamaktadır. 1990 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi'ni bitirdikten sonra, ihtisasını aynı üniversitenin Dermatoloji Ana Bilim Dalı'nda yaptı. Kozmetik dermatolojiye olan tutkusunu geliştirmek için İngiltere'ye gidip Birmingham'da dermatoloji kursuna katıldı. 1995 yılında ABD'nin Dallas eyaletinde Kollajen enjeksiyonları hakkında eğitim aldı. 1996 yılında Paris'te dünyanın en ünlü uzmanlarından (Dr.Benjamin Asher, David Goldberg, Dr. Legrand, Dr. J.Le Coz, Dr.Laglen) değişik dolgu maddeleri enjeksiyonları, botoks ve mezoterapi eğitimi gördü. Türkiye'ye dönünce YASEMEN adında bir kozmetik dermatoloji merkezi açarak, İzmir'de ilk kez dolgu, botoks, mezoterapi, lazer epilasyon, kalıcı makyaj ve mikrodermabrazyon uygulamalarını başlattı. 2004 yılında Doğan Yayınevi'nden çıkan "Güzel ol, Bugün, Yarın ve Daima" isimli bir kitap yazmıştır. 2009 yılında "Yaşlanmayı erteleyin" "Evde güzellik ve bakım sırları" "Güzel dokunuşlar" isimli kitapları yayınlanmıştır. 2004 yılından itibaren Şamdan plus, Diva, Sabah Gazetesi'nin eki Günaydın, Hürriyet Aile, Kuşhan Diyet, Karşıyaka LIFE, ESİAD dergileri gibi yayınlarda köşe yazarlığı yapmaktadır. Ayrıca 1994 yılından beri Ticaret Europe üyesidir. Kendisi bir çok televizyon programlarında, üniversite içi seminerlerde, konferanslarda, ulusal ve uluslararası kongre ve seminerlerde konuşmacı olarak katılmıştır. Dr. Yasemin Fatih Amato evli ve bir çocuk annesidir.
Related Post
Leave a Comment