Bu sorunun cevabı “Evet spor sizi bağımlı yapabilir.” Bu cevap size şaka gibi gelebilir! Hatta kesin bugün spora başlayacağım diyen birisi için gülünç bile olabilir. Ama birazdan anlatacaklarımızı okuduğunuzda fikriniz değişecek…
Uzmanlara göre haftada bir veya iki kere spor yapabildiğimiz zaman mutlu oluyoruz. Ama bazıları her gün kendilerini aşırı derecede spor yapmaya mecbur hissediyorlar. Üstelik yaş ve cinsiyetten bağımsız. Friedrich-Alexander-Üniversitesi’ndeki bilim insanlarının araştırmaları sonucu, sürekli olarak triatlon koşu veya bisiklet binme sporlarından birini yapanlar spor bağımlısı olma tehlikesi altındalar. 1089 sporcuyla görüşen bilim insanları bunlardan yüzde 4,5’inin tehlikede olduğunu belirtti. En büyük tehlike ise uzun yıllar spor yapanlarda oluşuyor. Spor yapmayı bir külfet gibi gören insanların çok olduğu gibi spor yapmadığı zaman mutsuz, depresif olan insanlar da çevremizde giderek artmakta. Belki bir kısmınızın ilk defa duyacağı bir konudan bu yazıda bahsetmek istiyorum, “spor bağımlılığı”…
Spor bağımlısı olduğunuzu nasıl anlarsınız?
Spor ile beynimizde uyarılan bu bölge ne tesadüftür ki, kokain, morfin, nikotin veya alkol bağımlısı olan kişilerin aktive olduğu yerle aynıdır. Hayatınızın merkezinde spor, etrafında aile ve sevdikleriniz olmaya başladıysa siz bağımlı olmanın ilk adımlarını atmış bulunmaktasınız. Daha ileri vakalarda ise kişi depresyona girer, uyku bozuklukları ve kaygı bozukluğu yaşamaya başlar. Ama bağımlılığı bir sınır veya tanımla içerisine almak istersek, kişinin haftada beş günden fazla, en az iki-üç saat vücuduna zarar verecek kadar çok egzersiz yapması olarak açıklayabiliriz. Egzersiz yapmadığınız dönemlerde kendinizi suçlu hissedersiniz ya da tam tersi ne kadar yaparsanız yapın tatmin olamazsınız. Aşırı stres de egzersiz bağımlılığına sebep olabiliyor. Aşırı egzersiz bağımlılığı, vücuda fiziksel zararlar da veriyor. Kişi, aşırı su kaybı, sakatlanmalar, kemik erimesi, kalp ve dolaşım problemleri yaşayabiliyor. Aşırı egzersiz bağımlılığının tedavisinde psikolojik destek almak şart.
Kısaca kendinize bu soruları sorun
Katı bir egzersiz rutininiz var mı?
Bu rutini değiştirmekten korkuyor musunuz?
Egzersizin dozu giderek artırıyor mu?
Sporu, hayatınızdaki her şeyin önüne koyuyor musunuz?
Bir günü bile spor yapmadan geçiremiyor musunuz?
Çözüm terapide mi?
Terapi sürecinde, kişinin bastırdığı problemlerin yüz üstüne çıkarılması ve bu problemlerin çözüme kavuşturulması hedefleniyor. Bağımlık konusunda sınır, niyet ve motivasyonda yatmaktadır. İki kişi, aynı miktarda spor yapıyor olabilir. Ancak biri sağlıklı, diğeri bağımlı olabilir. Sağlıklı olan, yaptığı şeyden zevk alandır. Kontrollü bir şekilde spor yapar ve sporu hayatının merkezine taşımaz. Bağımlı olan ise kendini mecbur hissettiği için spora gider. Bir seansı kaçırırsa kendini suçlu hisseder…
Aktivite sonrası salgılanan ve mutluluk hormonu olarak da bilinen serotonin, kişinin kendisini son derece iyi hissetmesini sağlar. Amerika’da yapılan çalışmalar, CEO’lar arasında bu sorunun yaygın olduğunu gösteriyor. Düzenli egzersiz, mutlaka bir uzman denetiminde, kişinin yaşına, sağlık durumuna uygun ve tabii dozunda yapılmalıdır.
Her türlü bağımlılıkla mücadelede olduğu gibi spor bağımlılığıyla mücadelede de en önemli unsur kişinin farkındalığıdır. Farkındalık, bireyin kendini neden bu kadar egzersiz yaptığıyla ilgili sorgulamaya başlamasıyla başlar. Kişi bu sırada belli ölçülerde de olsa düşünce yapısındaki değişimleri görmeye başlar. Farkındalık geliştirmeye başlayan bireyler yavaş yavaş spora ayırdıkları zamanlarını biraz daha azaltmaya ve bu zamanları başka aktivitelere ayırmaya başlamaları faydalı olacaktır. Her bağımlılık tedavisi sırasında yaşandığı gibi kişi ilk başta huzursuzluk, gerginlik, sıkıntı vb. gösterebilir. Ancak bu hormonal dengenin oturmasıyla azalacak ve zamanla tamamen kaybolacaktır.