Daha önce birçok defa yazdığım gibi cildin doğal gerginliği ve canlılığı, kolajen dokuya ve elastin liflerine bağlıdır. Cildi yenilemek, düzgünleştirmek ancak yıpranan kolajeni ve elastin liflerini onarmakla mümkündür. Bu kadar sözünü ettiğimiz bu kolajen ve elastin nedir, bugün size biraz daha ayrıntılı anlatmak istiyorum.
Kolajen de nedir?
Kolajen lifleri cilde gücünü ve dolgunluğunu verirler. Bu lifler kat kat veya dalga, birbirine sarılmış kalın bir ağ tabakasına benzerler. İnsan yaşlandıkça derideki kolajen miktarı azalır. Bu nedenle cilt adeta boşalmış gibi görünür. Elastin ise cildin esnekliğini sağlar. Örneğin, hamilelikte derinin gerilmesini ve daha sonra eski haline dönmesini sağlayan lifler bunlardır. Elastin liflerin gerilmesi, kollajen liflerinin katlarını açarak onları da gerer. Elastin lifler gevşedikçe, kollajen lifler büzülürler ve yapıları deforme olur.
Kolajen bozulur mu?
Zaman içinde kolajen lifleri bozulur, sertleşir ve düzensiz bir şekilde karmakarışık düğümlere dönüşür. Bu arada elastin lifleri de esnekliklerini kaybederek sertleşirler. Bütün bunların sonucunda, cildin dolgunluğu kaybolur, üst tabakası incelir, neredeyse kemiklere yapışır. İçi boşalan ve desteksiz kalan cildimiz, yerçekiminin etkisinde kalarak sarkmaya başlar. Zamana yenik düşen cildimiz, kırışık, kuru, sertleşmiş, sarkmış mat bir hale dönüşür. Bu tahribatın en büyük nedenlerinin; güneş, serbest radikallerin etkisi, ciltte su ve yağ kaybı olduğunu kısaca belirtmeliyim.
Geri dönüş var mıdır?
Bu tür bir cildi tekrar nasıl hayata döndürürüz? En önemli mesele bu. Ne kadar erken başlarsak o kadar iyidir ama yine de bütün bunların zaman içinde sinsice, yavaşça oluştuğunu ve bir anda düzelemeyeceğini göz önüne almalıyız. Tazelenmek için bize biraz zamana, azimli olmaya ve birçok farklı uygulamaya ihtiyacımız olabilir. Tabii bütün bunlar hasarın miktarına bağlı olarak değişir.
Antioksidan alın
Her şeyden önce bol bol su içmeye ve serbest radikallerle mücadelede bizi destekleyecek antioksidanları almaya önem vermeliyiz. Cilt için en gerekli antioksidanlar, A-B-C-E vitaminleri, Lesitin, Omega 3, çinko, selenyum, bakır ve glukozamin sulfattır. Bunları gıdalarla ve tablet şeklinde alarak vücudumuzun ihtiyacını karşılayabiliriz.
Kremler
Kullandığımız kremlerde, A ve C vitaminlerinin bulunması çok yararlıdır. Kısa bir süre öncesine kadar cilde haricen sürülen vitaminlerin yararı olmadığı düşünülüyordu. Son zamanlarda bu görüş değişti. C vitamini ciltteki kolajeni koruyor. A vitaminli kremler ise kollajen oluşumunu destekliyor. Tıp ve estetiğin birlikte çalıştığı günümüzde, yıpranan cildi tekrar taze, diri ve genç bir görünümüne kavuşturmak için birçok yöntem uygulanıyor.
Cildin derinliklerinde
Cildin içindeki kolajen dokusunu arttırmak için günümüzde kullanılan en etkin uygulamalardan biri, size sık sık tavsiye ettiğim, ışıkla gençleştirme (photo rejuvenation) veya Foto IPL olarak bilinen yöntemdir. Bu tedavide kullanılan yoğun ışık direkt olarak cildin alt tabakalarını hedef alır ve kolajen tabakası çoğalmaya başlar.
Cildin üst tabakası
Cildin iç kısmında dolgunluk sağlandıktan sonra sıra cildin üst tabakasındaki ölü, mat görünümü ele almaya gelir. Bunun için faklı yöntemler kullanmak gerekebilir. Cildin üst tabasındaki ölü derinin arındırılması ve yüzeyinin pürüzsüzleştirilmesi için glikolik asitlerle peeling yapılır. Peeling için en uygun zaman güneş etkisinin daha az olduğu sonbahar ve kış aylarıdır. Cilt yenilemede kullanılabilecek diğer bir peeling yöntemi ise mikro dermabrazyondur. Bu uygulamada özel bir alet ile cildin ölü deri tabakası hafifçe soyulur. Altından pembe, taze ve yenilenmiş bir cilt çıkar.
Rötuşlar
Cildimiz olabileceği kadar toparlandıktan sonra hala derin çizgiler kalmışsa; göz kenarlarındaki kazayağı ismi verilen çizgilere, alnındaki yatay çizgilere ve kaş arasındaki dikey çizgilere botox enjeksiyonu yapılabilir. Ağız çevresi, çene ve yanaklardaki çökmeler ya da derin kırışıklıklar ise çeşitli dolgu maddeleri ile düzeltilebilir.
Yorumlar
Yorum
Leave a Comment