NASIR KÜÇÜK AMA DERDİ BÜYÜK

“Sinek küçük ama mide bulandırır” sözü çok doğrudur. Şöyle bir düşünün vücudumuzda önem vermediğimiz küçük gördüğümüz organlarımız en çok acı çektirendir bize. Dişimiz, tırnağımız, derimiz ve nasırımız…

Nasır; ne mikrobik, ne virütik ne de bakteriyel bir nedenden ortaya çıkmaz. Ayrıca bulaşıcı da değildir. Hatta tam tersine cildin iyi niyetli bir tepkisidir. Derimiz fazla sürtünmeye maruz kalınca kendini korumak için kalınlaşır ve nasırlaşır. Nasırlar, yüzümüzde çoğalması için binbir çareye başvurduğumuz “kollajen”in artmasıyla oluşur. Bu şekilde cildimiz bize derdini anlatmaya çalışır.

Nasır ile başka şeyleri birbirine karıştırmayın

Nasır ile ayak tabanlarında oluşan ağrılı ve mikroplu siğilleri birbirine karıştırmamak gerekir. Nasır genellikle kişinin yaptığı bir iş sonucu ortaya çıkar. Örneğin çiftçilerin ve işçilerin elleri genelde nasır tutar. Bu yüzden nasırın tedavisi için en önemli şey nasırı oluşturan sebepleri ortadan kaldırmak olmalıdır. Öte yandan bazı meslekler, vücudun değişik bölgelerinde nasırlaşmaya yol açabilir. Örneğin; Haltercilerin avuçlarının içinde, gitar çalanların sol el parmaklarında, kemancıların boynunda, temizlikçilerin dizlerinde nasır oluşur.

Nasırında bazı çeşitleri vardır

Nasırlar en fazla el ve ayaklardaki kemik çıkıntıları üzerinde gelişir. Bunlar genellikle sert nasırlardır. Bir de ayak parmakları arasında görülen, beyaz- yumuşak nasırlar vardır. Bunlar devamlı soyulur. Çoğu zaman mantar hastalığı ile karıştırılır.

Kimler risk altında?

Özellikle diyabet hastalarının ve kan dolaşım bozukluğu olanların nasır konusunda daha hassas olması gerekir. Eğer bir nasır veya nasır oluşumu söz konusu ise hemen bir dermatoloğa başvurulmalı ve doktor kontrolünde nasır tedavisi yapılmalıdır. Doktoru tarafından bir ayak sağlığı uzmanına yönlendirilen kişiye en uygun tedavi yöntemi belirlenip uygulanacaktır. Ayrıca zaten doku beslenmesi oldukça azalmış olan bu hastalarda enfeksiyonların yanı sıra kapanmayan yaralar, ülser hatta kangrene yol açabilecek yaralar oluşabilir.

Tedavi yöntemleri farklıdır

Hafif nasırların tedavisi için, eczanelerde satılan plasterler kullanılabilir. Sorun ayaklardaysa, sıcak suyun içinde biraz dinlendirilir. Böylece nasırın üstündeki kalın tabaka yumuşar ve kabarır. Bunları hafifçe kazıdıktan sonra, plaster yapıştırılır. İki gün sonra çıkarılır ve beyazlaşan deri temizlenir. Bu uygulamaya nasır tamamen geçinceye kadar devam edilir. Nasırların pedikür veya manikürle alınması konusunda ihtiyatlı olmak gerekir. Her şeyden önce aletler iyi sterilize edilmelidir. Yoksa yağmurdan kaçarken doluya tutulabilirsiniz. Ben her zaman kendi manikür takımınızı kullandırmanızı öneririm. Bazı nasırların cerrahi yöntemlerle, kriyoterapi veya lazerle yok edilmesi gerekli olabilir.

Sorunun çözümü sizde

Yumuşak ayakkabıları tercih etmek, dikiş, toka yerlerine dikkat etmek, dar yüzlü modellerden (bu sene çok moda olsa da) sakınmak gerekir. Yüksek topuklu ayakkabılar da ayak parmaklarının sıkışmasına neden olur. Mesleğiniz ne olursa olsun, nasırlar, kendinize gerektiği kadar şefkat göstermediğinizin belirtisidir. Bu sizin lehinize bir uyarıdır! Tüm organlarınız, derinizin her noktası çok değerlidir. Özen göstermek için sorun çıkmasını beklemenize ne gerek var?

Yorumlar

Yorum

yasemin amato: 1965 yılında İran'nın Tebriz kentinde doğmuştur. 1983 yılından itibaren Türkiye'de yaşamaktadır. 1990 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi'ni bitirdikten sonra, ihtisasını aynı üniversitenin Dermatoloji Ana Bilim Dalı'nda yaptı. Kozmetik dermatolojiye olan tutkusunu geliştirmek için İngiltere'ye gidip Birmingham'da dermatoloji kursuna katıldı. 1995 yılında ABD'nin Dallas eyaletinde Kollajen enjeksiyonları hakkında eğitim aldı. 1996 yılında Paris'te dünyanın en ünlü uzmanlarından (Dr.Benjamin Asher, David Goldberg, Dr. Legrand, Dr. J.Le Coz, Dr.Laglen) değişik dolgu maddeleri enjeksiyonları, botoks ve mezoterapi eğitimi gördü. Türkiye'ye dönünce YASEMEN adında bir kozmetik dermatoloji merkezi açarak, İzmir'de ilk kez dolgu, botoks, mezoterapi, lazer epilasyon, kalıcı makyaj ve mikrodermabrazyon uygulamalarını başlattı. 2004 yılında Doğan Yayınevi'nden çıkan "Güzel ol, Bugün, Yarın ve Daima" isimli bir kitap yazmıştır. 2009 yılında "Yaşlanmayı erteleyin" "Evde güzellik ve bakım sırları" "Güzel dokunuşlar" isimli kitapları yayınlanmıştır. 2004 yılından itibaren Şamdan plus, Diva, Sabah Gazetesi'nin eki Günaydın, Hürriyet Aile, Kuşhan Diyet, Karşıyaka LIFE, ESİAD dergileri gibi yayınlarda köşe yazarlığı yapmaktadır. Ayrıca 1994 yılından beri Ticaret Europe üyesidir. Kendisi bir çok televizyon programlarında, üniversite içi seminerlerde, konferanslarda, ulusal ve uluslararası kongre ve seminerlerde konuşmacı olarak katılmıştır. Dr. Yasemin Fatih Amato evli ve bir çocuk annesidir.
Related Post
Leave a Comment