Güneşli günler gelecek, geliyor derken geldi bile…
“Düzenli güneş koruyucusu kullanıyorum ama yazın sonunu lekesiz getiremiyorum.” sözlerini her yaz hastalarımından duyarım. Doğaldır, leke şikayeti olan ve bu konuda rahatsız olan kişi her türlü tedbiri alıp mükemmel sonuca ulaşmak ister. Tam kurallarına göre bu tedbirler uygulansa bile %100 sonuca ulaşılamıyor.
Peki, bu uyulması gereken kurallar nedir?
Güneşe çıkmadan 20 dakika önce güneş kremini sürmek 2 saatte bir tekrarlanması Yeterli miktarda sürülmesi Bunları yaptığınız takdirde bile ancak % 90 başarılı olabilirsiniz.
Peki, kalan kısımda ne yapmanız gerekiyor?
Ben hastalarıma en iyi korunma yöntemlerinden biri olarak uzun giysileri ve şapka kullanmalarını öneriyorum. Bunun yanı sıra lekenin dışında güneş en büyük serbest radikal üreticisidir. Serbest radikalleri kontrol altında tutabilmek için antioksidanlar kullanılmalıdır. Antioksidanların içine, beta karotenler, likopenler ve vitaminler girer. Şimdi bu 3 kahramanı inceleyelim.
Beta Karoten
Kabak, havuç gibi besinlerde bol miktarda bulunan turuncu renkli doğal bir pigmenttir. Yağda erime özelliği sayesinde diyetisyenler tarafından sıkça önerilir. Özellikle çok zararlı etkilere sahip serbest kimyasal kökleri nötralize eder ve güçlü bir antioksidandır. Bu özellikleri ile kanserden ve enfeksiyon hastalıklardan korunmada önemli bir yer tutar. Yapılan araştırmalarda beta karotenin tek oksijenli serbest radikallerin ortadan kaldırılması ve yaşlanma olayının yavaşlatılması üzerinde etkilerinin olduğu görülmüştür.
Likopen
Domatesin kırmızı rengini sağlayan pigment olarak bilinen likopenin, E vitamininden daha güçlü bir antioksidan olduğunu kaydeden uzmanlar, insan tenine renk veren en önemli maddelerden biri olan likopenin, aynı zamanda vücudu bazı kanser tiplerine karşı da koruduğunu belirtiyor. Likopenin önemli özelliklerinden birisinin de, ultraviyole ışınlarının cilt üzerinde yol açtığı tahribata karşı güçlü bir kalkan oluşturması. Bu önemli maddeyi vücudumuza domates, karpuz ve greyfurt tüketerek rahatlıkla alabiliriz.
C ve E vitamini
C vitamini, vücudun güneş yanıklarına karşı en önemli savunma silahlarından birisidir. Bu vitamin cildin kendini tamir etme mekanizmasına da destek verdiği gibi, güneşe karşı savaşta önemli olan E vitamininin depolanmasında da büyük rol oynar. Uzun süre güneş ışınları altında kalındığında azalan C vitamini seviyesini süratle yerine koymak gerekir. Bunun için yaz aylarında rahatlıkla bulunan ve C vitamini yönünden çok zengin olan maydanoz, sivri biber, kivi, yeşil salata gibi besinleri tüketmek gerekir.
Cilt ve hücre yapısı için gerekli olan E vitamininin en önemli özelliği cildin bağışıklığını artırmak. Güneş ışınları, C vitamininde olduğu gibi E vitamininin de vücuttaki seviyesini azaltıcı etki yapar. Eksilen E vitaminini, yeşil yapraklı bitkiler, yağlı tohumlar (fındık, ceviz, fıstık gibi), tahıl taneleri ve kuru baklagiller (nohut, kuru fasülye gibi) ile tekrar sağlayabilirsiniz.
Yukarıda anlatılan vitamin, likopen ve beta karotenlerin yararlı olabilmesi için güneşe çıkmadan en az 1 saat önce tüketilmesi gerekmektedir. Ayrıca güneş ışınları kararında alınırsa (gün boyu 20 dakikayı geçmemesi gerekir) vücudun D vitamini üretmesini kolaylaştırır, sağlığınıza olumlu yönde etkiler sağlar. Bu vitamin ve mineralleri doğru şekilde alamıyorsanız en azından günlük olarak sağlıksız tüketilen yiyecek ve içecekleri azaltmanız yararınıza olacaktır. Bunlar, – Kafeinli içecekler – Alkollü ürünler – Kızartma ve kavurmalar – Trans yağlar – Sigaradan uzak durulmalıdır.