Hastalıkların tedavisinde güneş ışınlarını kullanmak

Dermatologlar olarak son yıllarda güneşe edilmedik laf bırakmıyoruz ama aslında işin özü farklı. 20 yıl önce her şeyin başı güneş, güneş girmeyen eve doktor girer deyimlerini söyleyen bizlerin hayatında neler değişti?

Değişen ne güneş ne de bizleriz. Ozon tabakası bize oyun oynuyor, biz de sağlıklı kalabilmek için onun oyununa uymak zorundayız. Çünkü onu delen, zedeleyen ve dolaylı yönden kendimize en büyük kötülüğü bizler yapıyoruz. Güneş dün olduğu gibi aslında bugün de tedavilerde sıkça kullanılan bir kaynak. Sadece 20-30 yıl önce 30 dakika güneşlenebilirsiniz derken, bugün 10 dakika ve doğrudan değil diyoruz. Biz insanların arası güneş ile bozulduktan sonra farklı kaynaklara yöneldik. Teknolojik ışıklar vasıtasıyla tedavileri yapmaya devam ediyoruz. Bu durumu doğal güneş ve teknolojik ışıklar (fotodinamik) olarak ikiye ayırabiliriz.

Güneş ışığı nedir?
Güneş ışınları stratosfer ve atmosferden geçerek yeryüzüne ulaşır. İşte burada devreye ozon tabakası girer. Bu tabaka UV ışınlarını filtre eder. Özellikle de UV-C ve UV-B ışınları azaltılırken UV-A olduğu gibi dünyaya ulaşır. Güneş ışınının etkisi mevsimlere, yöresel sıcaklıklara, hava kirliliğine, kumsal, yağmur, kar durumlarına göre günden güne değişir.

Fotodinamik ışıklar
Yerel ya da sistemik fotosensitizan ajanlarla ışığa duyarlı hale getirilen hastalıklı bölgenin uygun dalga boyundaki ışık kaynakları ile ışınlanarak hasara uğratılması prensibine dayanan bir yöntemdir. FDT’nin dermatolojideki kullanım alanları onkolojik ve nononkolojik olmak üzere iki bölümde değerlendirilmektedir. En etkili olduğu ve yaygın olarak kullanıldığı hastalıklar ise aktinik keratoz, Bowen hastalığı ve yüzeysel bazal hücreli karsinomlardır.

Güneş ışınlarıyla bronzlaşma
Güneş bizler için mutluluk demektir, o yüzden kışın karamsarlık ve intiharlar artar. Güneşi az gören ülkeler daha fazla depresiftir. Güneşlenme süresi arttıkça insanlarda mutluluk da o oranda artar. D vitamini kaynağı olan güneşten yararlanmak kemiklerimiz için bulunmaz nimettir. Hafif bronzluk kişiyi mutlu ettiği gibi birçok kusuru da örter. Ama bronzlaşma uğruna saatlerce güneş altında kalmanızı önermiyoruz. Aksine kararında hatta 10 dakikayı geçmeyen sürelerde güneş ile temas etmelisiniz. Çünkü aşırı bronzluk derinin erken yaşlanmasına, lekelenmesine ve kalınlaşmasına yol açar. Çağımızın hastalığı haline gelen cilt kanserinin oluşmasına neden olur. Bronzlaşmak uğruna insanlar o kadar bilinçsiz hareket eder ki kimilerinde psikolojik olarak bu olguya bağlanma yaşanır. Bağlılık zamanla bağımlılığa bile dönüşebilir. Doğal olan güneş ışıkları özellikle sabah 10.00’dan önce, akşam da 16.00’dan sonra acne, psoriasis başta olmak üzere birçok deri hastalıklarının tedavisinde kullanılır.

Bronz bağımlılığı (tanoreksiya)
Bronzluk bağımlılığı anlamına gelen “tanoreksiya”, özellikle gençlerde sıkça görülür. Bu da çocuklarımızın büyük bir tehlike altında oldukları anlamına gelir. Tanoreksik kişiler kendilerini soluk, renksiz olarak algılar ve bunu telafi etmek amacıyla da çok sık suni kaynaklarla bronzlaşma yoluna başvururlar. Bu durum bağımlılık haline gelir ve kişi kendini bronz görmediği zaman sinirli ve ruh halinde bozukluk olur. Bu kişiler, yoğun UV ışınlarına maruz kaldıkları için cilt kanserine yakalanma oranları çok yüksektir. Rahatsızlığın çözümünde mutlaka bir psikologdan destek alınmalıdır.

Teknolojik ışıklar
Solaryum cihazları insanlar tarafından yapıldığı için ışınlar insan sağlığına en uygun şekilde kombine filtre edilmiş ve ten tipine göre ayarlanmıştır. Bu cihazlar güneşin aşırı ve zararlı ışınlarına maruz kalmaksızın güneşin yararlı etkilerinden faydalanmak isteyenler için kuvvetli bir alternatiftir. Doğal olmayan bu ışıklar birçok deri hastalığının tedavisinde günümüzde kullanılmaktadır. Ayrıca epilasyon, iz, dövme çıkarma ve kozmetik tedavilerde de kullanılıyor.
Güneş ile kardeş kardeş geçinmek varken üzerine gitmenin bir anlamı yoktur. O bizim mutluluk ve güzellik kaynağımızdır, dozunda maruz kalındığında psikolojik açıdan sizi umutlu ve mutlu kılacaktır. Tam tersi bir durumda güneş yanıkları önce canınızı acıtacak siz bu dersi almadıkça cilt kanserine giden yolda hızlıca ilerleyeceksiniz. Güneşsiz, soğuk geçen aylardan sonra birden güneşin kucağına kendinizi atmayın.

Leke ve yanıklardan uzak kalabilmenin altın kuralı budur. O yüzden dikkatli bir şekilde güneşe yaklaşın…

Hürriyet Aile

Yorumlar

Yorum

yasemin amato: 1965 yılında İran'nın Tebriz kentinde doğmuştur. 1983 yılından itibaren Türkiye'de yaşamaktadır. 1990 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi'ni bitirdikten sonra, ihtisasını aynı üniversitenin Dermatoloji Ana Bilim Dalı'nda yaptı. Kozmetik dermatolojiye olan tutkusunu geliştirmek için İngiltere'ye gidip Birmingham'da dermatoloji kursuna katıldı. 1995 yılında ABD'nin Dallas eyaletinde Kollajen enjeksiyonları hakkında eğitim aldı. 1996 yılında Paris'te dünyanın en ünlü uzmanlarından (Dr.Benjamin Asher, David Goldberg, Dr. Legrand, Dr. J.Le Coz, Dr.Laglen) değişik dolgu maddeleri enjeksiyonları, botoks ve mezoterapi eğitimi gördü. Türkiye'ye dönünce YASEMEN adında bir kozmetik dermatoloji merkezi açarak, İzmir'de ilk kez dolgu, botoks, mezoterapi, lazer epilasyon, kalıcı makyaj ve mikrodermabrazyon uygulamalarını başlattı. 2004 yılında Doğan Yayınevi'nden çıkan "Güzel ol, Bugün, Yarın ve Daima" isimli bir kitap yazmıştır. 2009 yılında "Yaşlanmayı erteleyin" "Evde güzellik ve bakım sırları" "Güzel dokunuşlar" isimli kitapları yayınlanmıştır. 2004 yılından itibaren Şamdan plus, Diva, Sabah Gazetesi'nin eki Günaydın, Hürriyet Aile, Kuşhan Diyet, Karşıyaka LIFE, ESİAD dergileri gibi yayınlarda köşe yazarlığı yapmaktadır. Ayrıca 1994 yılından beri Ticaret Europe üyesidir. Kendisi bir çok televizyon programlarında, üniversite içi seminerlerde, konferanslarda, ulusal ve uluslararası kongre ve seminerlerde konuşmacı olarak katılmıştır. Dr. Yasemin Fatih Amato evli ve bir çocuk annesidir.
Related Post
Leave a Comment