Kavurucu sıcaklar hepimizi adamakıllı yordu. Tatile gidenler de, gitmeyenler de biraz serinlik ve gölge bulmak uğruna her çareye başvuruyorlar. Ve biz hiç durmadan hastalarımızı, okurlarımızı güneşten, sıcağın etkilerinden korumak üzerine dil döküyoruz.. Artık çoğumuz güneş ışınlarının zararlarını biliyoruz. Uzun bir yürüyüşe çıktığımızda veya plaja giderken yüzümüze kremler sürüyoruz, önlemler alıyoruz. Gelgelelim, ayrıntıları gözden kaçırıyoruz. Nasıl mı? İşte size birkaç örnek!
Sol yanı kırmızı, sağ yanı beyaz sürücüler:
Amele yanığının ne olduğunu hepimiz biliriz. Tişörtün dışında kalan yüz, boyun, kollar ve eller adeta başka bir insana aitmiş gibi bronzlaşır, insan iki renge bölünür. Böyle tezatlar bikiniyle yanmışsak hoş görünür ama tişört izleri için aynı şeyi söyleyemeyeceğim! Amele yanığından başka bir de “şoför yanığı” var ve bu farkına varmadan birçoğumuzun başına geliyor..
Özel arabamıza, dolmuşa veya otobüse bindiğimizde kendimizi gölgede ve güvende kabul ediyoruz. Hele klima da çalışıyorsa, içerisini tatlı bir serinlik doldurdukça, dışarıdaki güneş bize vız geliyor! Oysa öyle değil. Hele önde oturuyorsanız, birde direksiyondaysanız; yüzünüz, boynunuz ve özellikle elleriniz çılgın bir Ultraviyole yağmuruna tutulmaktadır. Dikkat ederseniz sürekli araba kullananların boynu tek taraflı olarak yanıktır. Solda oturuyorsanız boynunuzun sol yanı, sürücünün sağında oturuyorsanız sağ yanınız kısa sürede yanar. Bir de pencereyi açıp kolunu dışarı çıkaranların nasıl bir güneş banyosu yaptıklarını tahmin edebilirsiniz.. Yıllar önce bayan sürücüler eldiven kullanırlardı. Onlar bizden daha dikkatliymişler!
Boyun ve dekoltemiz bizi ele verir:
Boyun derisi daha ince ve daha kurudur. Güneş veya aşırı solaryuma meraklı olanların boyun derisi erkenden kalınlaşır, kabalaşır ve kırışır. Birçok insan yüzüne özen gösterir ama boynu ile ilgilenmez. Sonuçta yüzü bakımlı bile olsa, kırışık bir boyun ve dekoltenin üzerinde maske gibi kalır. Bu nedenle yüzümüze sürdüğümüz nemlendiricileri ve güneşten koruyucuları boynumuza ve üst dekoltemize de sürmeliyiz. Sokağa çıkarken, plajda, araba kullanırken ve her koşulda…
Rastgele güneşten koruyucu kullanmayın:
Güneşten koruyucunuz muhakkak cildinizin yapısına uygun olmalıdır. Bu özellikle yağlı ciltler için daha da önemlidir. Cilde uygun olmayan güneş yağları ve güneşten koruyucular siyah noktaları artırır, sivilcelenmeye neden olur.
Lekelere karşı önlem alın:
▪ Güneş gören yerlerinizde bir yara veya tahriş varsa, onun kalıcı bir lekeye dönüşmesi işten bile değildir. Bu tıraştan kalan bir tahriş de olabilir, patlayan bir sivilcenin altındaki hassas deri de olabilir, kaşlarınızı alırken yaptığınız bir hata veya sinek ısırığı bile olabilir. Cildinizde en küçük bir tahriş varsa, bu günlerde onu kapatmadan dışarı çıkmayın. Biraz iyileştiğinde de sık sık güneşten koruyucu ile sıvayın. Biliyorsunuz yazın kesinlikle peeling yapılmaz. Bunun nedeni tahriş sonucu lekelenmeyi önlemektir.
▪ Alkollü makyaj temizleyiciler, kolonyalar ve parfümler leke yapabilir. Birçok erkek tıraş olduktan sonra yüzüne kolonya veya alkollü after shave sürüp hemen evden çıkar. Bu alışkanlık doğrudan doğruya lekeye davetiye çıkarmaktır.
▪ Öte yandan gebelik veya kullandığımız bazı ilaçlar da cildimizin güneşe karşı hassasiyetini arttırarak lekelere yol açarlar. Doğum kontrolü için ilaç alan veya hormon tedavisi gören bayanların, tedbir almazlarsa, güneş lekeleriyle karşılaşma ihtimali daha fazladır.
Parfümlere dikkat:
Parfümler cildimizin güneşe karşı duyarlığını arttırırlar. Özellikle yaz aylarında, boyun bölgesine parfüm sürmeyin. Boyun ve göğüsteki lekelerin çoğu parfümlerin eseridir. Ne yazık ki, kullandığımız parfümlerin içinde ne gibi maddeler olduğunu tam olarak bilmiyoruz. Siz en iyisi parfümleri cildinize değdirmeyin. Kokuyu giysilere sıkarsanız hem kalıcılığı artar hem de riski daha az olur.
Ya gözlerimiz?
Güneşte elimizde olmadan gözlerimizi kısarız. Yalnız gözlerimizi mi kısarız, aynı zamanda alnımızı buruşturur, kaşlarımızı çatarız… Uzun süre güneşe bakmak doğrudan doğruya körleşmeye neden olur. Öte yandan katarakt’ın belli başlı nedenlerinden biri güneştir.
Estetik açıdan bakınca da durum pek iç açıcı değildir. Göz çevresindeki deri son derece incedir. Güneş ışınları göz çevresindeki ince deri tabakasını aşırı derecede zorlar. Onu daha da kurutur, inceltir, kılcal damarların çatlamasına neden olur. Güneş göz çevresindeki, kapaklarındaki derinin şişmesine, su toplamasına yol açar. Parlak ışıktan korunmak için yapılan göz kısma mimiği, kaz ayakları denilen kırışıklıkları başlatır, kaş çatma çizgilerine, alındaki yatay çizgilere ve ağız çevresinin de buruşmasına yol açar. Göz çevresinde derin çizgiler oluşurken, göz kapakları sarkar. Tüm bu nedenlerle, güneş gözlüğünü sakın ihmal etmeyin.
Dudaklar da yanar:
Dudaklarımızın da güneşten korunmaya ihtiyacı olduğunu hiç düşündünüz mü? Güneş uçukları arttırır. Asitli meyveler, meşrubatlar, diş macunları ve sabunlar dudak çevresinde lekelere neden olurlar. Dudaklarınızı sık sık yalayıp ıslatmak gibi bir huyunuz varsa, aklınızda olsun, tükürük de leke yapar. Dudaklarımızı korumak için en az 15 faktörlü bir güneşten koruyucu kullanmalıyız. En pratik çözüm, renkli veya renksiz, güneşten koruyucu rujları seçmektir.