Yasemin Fatih Amato

Cilt temizliğinin püf noktaları

Cilt-Bakımı

İyi bir yüz temizliği, ciltteki yağın kirlenen kısmını ve fazlasını arındırmalı ancak tümünü silip süpürmemelidir..

Bütün bir yıl yazı bekliyoruz ama işte hepsi iki aydan ibaret ve çabucak geçip gidiyor. Eylülü yarıladık bile! Havada tatlı bir serinlik, rüzgar, yağmur yağdı yağacak… Sonbahar evimize, kendimize döndüğümüz bir mevsim. Zaten sıcaktan kaçmak için yaşadığımız o kadar hareketli bir dönemden sonra, biraz dinginliğe ve bakıma ihtiyacımız var. Şimdi sağlık sorunlarımızla ilgilenme, yavaş yavaş cildimizi, yıpranan saçlarımızı toparlama zamanı. Güneşin pırıltısı biraz daha azalınca derin bakımlara geçebiliriz.

Eylül başı temizlik dönemidir. Bir seyahatten sonra eve döndüğünüzde ne yaparsınız, önce evinizi toparlarsınız, valizlerinizi boşaltıp çamaşırlarınızı yıkarsınız. Cildimiz için de farklı değildir, önce temizlikle başlarız..

Cildiniz nefes alsın!
Cilt bakımında ilk adım, günlük temizliktir. Her sabah ve her akşam olmak üzere, günde iki defa cildimizi özenle temizlemeli ve tonikle silmeliyiz. Ardından nemlendiricimizi sürebiliriz. Birçok insan makyaj yapmayı ihmal etmez ama cildin temizliğine önem vermez. Oysa makyaj yapılsa da yapılmasa da, yüz cildinin düzenli olarak, günlük birikimlerden arındırılması gerekir.

Gün boyunca yüzümüzde öyle çok şey birikir ki;
Tozlar, çevreden gelen kirler, dumanlar, egzos gazları, sokaklardaki ve evlerdeki kurumlar, yemek buharlarıyla yüze yapışan yağlar, ölü keratin pulları, cildin sebum (yağ ) salgılarının fazlası, ter artıkları (Terlemenin buharlaşmasından sonra ciltte kalan suda çözülebilir maddeler), silinmiş gibi görünse bile, günlük makyaj artıkları (makyaj kalıntıları genellikle yağlıdır) ve daha sayısız etken cildimizi kirletir…

Yüzümüzü tüm bu artıklardan arındırmadıkça, herhangi bir cilt bakımından söz etmek anlamlı değildir. Bütün bu maddeler temizlenmezse, cildimiz ne kremlerden yararlanabilir ne siyah noktalardan ve aknelerden kurtulabilir nede herhangi bir anti aging tedavisine cevap verebilir.

Yüz temizliğine önce alından başlanmalı sonra sırasıyla; yanak, çene, burun ve boyunla devam edilmelidir. Alın, burun çevresi ve çene altı daha fazla toz ve kir tutar. Bu nedenle daha dikkatli temizlenmesi önemlidir.

Yağlı ciltlerde jeller ve losyonlar, kuru ciltlerde kremler:
Bu tip ürünlere, genel olarak “temizleme sütü” adı verilir. Bu tip temizleyiciler, özellikle kıl köklerinde bulunan sertleşmiş sebumun (cildin yağ salgısı) ve sebuma bulaşmış olan kir ve makyaj artıklarının temizlenmesinde çok etkilidir. Bu açıdan derin bir temizlik sağlarlar.

Temizleme kremlerinde daha fazla yağ (%40-50) losyonlarda ise daha az yağ (%10-25) bulunur. Bu nedenle yağlı ciltlerde losyonlar, kuru ciltlerde kremler tercih edilir.

Yağlar, ciltteki yağı (sebum, yağ, makyaj artıkları) çözerler. Su ise suda eriyebilen maddeleri çözer. Kir ve keratin pulları gibi eriyemeyen maddeler de tonikli pamukla silinirken temizlenir.

Göz çevresindeki deri çok hassastır. Bu nedenle daima özel bir temizleyici tercih edilmeli ve göz çevresine çok nazik davranılmalıdır.

Mikrofiber kumaşlar:
Cilt temizliği veya hafif peeling için özel olarak imal edilen mikrofiber kumaşlar, eldivenler oldukça etkili bir şekilde temizliği tamamlarlar. Onları sadece su ile ıslatarak kullanırsanız, daha önce özenle temizlediğiniz yüzünüzden hala kir çıktığını fark edersiniz. İçinde hiçbir kimyasal olmadığı için en hassas ciltlere bile uygulanabiliyor. Her yerde bulunmuyor ama rastlarsanız hem yüzünüze hem de vücudunuza tatbik edebilirsiniz.

Sabun seçimi= Ph dengesi
Yüz temizliği için sabun kullanmayı tercih edenlerden olabilirsiniz. Sabunları seçmek de yüzden arındırmak da pek kolay değildir. Sabunların rengi, kokusu, içindeki ilaçlar, vitamin katkıları gibi ayrıntıların tümü ikinci derecede önem taşır. Belirleyici olan, yumuşak bir temizlik yapması ve cilt dengesini korumasıdır. Bunun için de esas kriter, sabunların Ph’ıdır. Cildin doğal asit mantosunu koruyabilmek için daima Ph 5,5-6,5 arasındaki sabunlar tercih edilmelidir.

Tonik temizliği tamamlar ve gözenekleri sıkıştırır
Cildin günlük bakımında, temizlikten sonraki ikinci adım, kalan son artıkları arındıran ve gözenekleri sıkıştırmaya yarayan tonik uygulamasıdır. Temizleme kremleri ve losyonlar, sabunlar veya jeller ciltteki yağı (sebum, yağ, makyaj artıkları) ve suda eriyebilen maddeleri çözdükten sonra, kir ve keratin pulları gibi eriyemeyen maddeler tonikle silinirken temizlenir.

Tonik, özel bir solüsyondur. Genellikle su ve alkol ile hazırlanır. Bazı toniklerde salisilik asit, portakal çiçeği kolonyası, gül suyu veya daha farklı maddeler de kullanılır. Tonik seçerken alkolsuz olanları tercih edin. Sade gül suyu ve maden sodası gayet iyi toniklerdir.

Gözenek meselesi:
Gözeneklerin sıkışması aslında hatalı bir ifadedir. Çünkü gözeneklerin kas yapısı yoktur. Bu nedenle de açılıp kapanması veya sıkışıp gevşemesi söz konusu değildir. Ancak ne var ki, biriken kirler ciltteki gözenekleri tıkayarak zorlarlar ve genişlemesine yol açarlar. Tonikler bunları temizlediği için, gözenekler tekrar normal boyutlarına dönerler. Tonikler düzenli olarak kullanıldığında gözeneklerin açılmasına pek fırsat kalmaz. Öte yandan, toniklerin içinde bulunan maddeler cildi biraz tahriş ettiği için dokular hafifçe şişer. Bu tepki gözenekleri geçici bir süre için sıkıştırır. Tabii bu yapısal bir değişiklik değildir, kısa süreli bir toparlanmadır.

Yorumlar

Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Time limit is exhausted. Please reload CAPTCHA.