Bu kış gençleşmeye ne dersiniz?

Şu sırada birçoğumuz aynanın karşısına geçip kendimizi inceliyoruz. Kaşlarımızı, yanaklarımızı çekiştirip kendimize daha güzel bir yüz yaratmaya çalışıyoruz. Acaba ne yapsam, nasıl yapsam diye düşünüyoruz. Karnımızı içine çekip, öyle kalsa diye hayal ediyoruz, kalçalarımız azıcık daha ince olsa, bacaklarımız biraz daha gergin dursa gibi tasarımlar yapıyoruz..

İnanın bu hayaller gerçek olabilir. Mevsimlerden sonbahar, önümüzde uzun bir kış ve bahar var. Bu güne kadar ertelediğimiz her türlü bakımı yapıp sonuçlarını almak için zamanımız bol. İstediğimiz kadar kilo verebilir, sellülitlerimizi eritebilir, çizgileri-lekeleri yok edebilir, cildimizi geliştirebiliriz. Ve gelecek yaza kadar kendimizi yeniden yaratabiliriz. Ama bu değişim kararlılık, plan, program ve disiplin ister. İnanın para en son gelir…

“Pazartesi” ye bırakmayın:
Hadi gelin şu andan itibaren beslenme alışkanlıklarınızı gözden geçirin. Tabağınızdaki böreği kenara itip, çatalınızı salataya uzatın! Yine bugün (yarın değil) bir egzersiz programına başlayın. En azından her gün 30 veya 45 dakika tempolu yürüyüşe çıkın yada asansöre binmekten vaz geçin. En zor ulaşılan ama en etkilisi sizin kendi payınıza düşen alışkanlıklardır. Diğerleri çok daha kolaydır.

GÜZELLEŞME KLASİKLERİ

Bugün size cerrahi dışındaki en temel, kendini en fazla kanıtlamış güzelleşme yöntemlerini hatırlatacağım. Ve gelecek haftadan itibaren sırası geldikçe bu yöntemleri ve olanaklarını daha ayrıntılı olarak anlatacağım.

Peeling:
Peeling’e her cildin ihtiyacı vardır. Tek istisna aşırı derecede kuru ve ince olabilen yaşlı ciltlerdir. Yüzünüzde ince kırışıklıklar mı var, lekeler mi var, yoksa rengi soluk ve cansız mı veya siyah noktalar yada aknelerle mi başınız dertte? Peeling bu gibi sorunların hepsine çok iyi gelir. Estetik merkezlerinde genellikle meyve asitleriyle peeling yapılır. Cildinize uygun peelingleri evde de yapabilirsiniz.. Peeling cildi hafifçe tahriş eder. Böylece cildin ölü tabakası soyulur, alt deri uyarılır ve kan dolaşımı, hücre üretimi ve en önemlisi kollajen doku canlanır.

Mikro dermabrazyon:
Bu da bir peeling tekniğidir. Aluminyum hidroksit kristalleri püskürtülerek uygulanır. Meyve asitleriyle yapılan peelinglerden daha etkilidir ve daha çabuk sonuç alınır. Ciltte oluşan düzensizliklerde, nispeten daha derin kırışıklıklarda, aknelere bağlı çukurlarda ve kaza sonucu meydana gelen izlerde, hatta ameliyat izlerini gidermek için kullanılır. Geç kalınmazsa, hamilelikte oluşan çatlakları da giderir. Bazı durumlarda mikro dermabrazyon ile meyve asitleri kombine edilir ve çok başarılı sonuçlar elde edilir.

Mezo-lifting:
Bu yöntem yüz cildine mezoterapi uygulamasıdır. Cilt altına genellikle; Antioksidan vitaminler, selenyum, meyve asitleri (glikolik asit), dolgularda kullanılan ve etkili bir nem tutucu olan hyaluranic asit gibi maddeler ve somon balığı DNA’sı verilir. Alın, göz çevresi, yanaklar, dudak kenarları, dudak üzeri, boyun, gıdı ve ellere uygulanır. Mezo- lifting seansları cildi mükemmel toparlar. Çok derin kırışıkları yok edemez ama cildin esnekliğini, direncini arttırır ve yüzünüze büyük bir canlılık getirir. Düzenli olarak Mezo-lifting yaptırırsanız kollajen tabakası kalınlaşır.

Foto-rejuvenation:
Işıkla gençleşme anlamına gelen ve FOTO (IPL) veya Intense Pulse Light olarak tanınan bu ışık tedavisi, peeling çeşitlerinden ve lazer tekniklerinden farklıdır. Cildi hiç soymadan geliştirir. Düzenli uygulama ile kollajen dokuyu düzenler, arttırır, kırışıklıkları azaltır, leke ve izleri hafifletir, gebelik çatlaklarını ve ince kılcal damar çatlamalarını düzeltir. Foto rejuvenation cilt tipine bağlı olarak; tek başına veya sarı veya siyah maskelerle beraber uygulanır. Uygulamadan önce doltorunuza kullandığınız ilaçlar hakkında bilgi verrmeyi ihmal etmeyin. Hormon ilaçları veya antibiyotik kullanıyorsanız tedavi etkilenebilir. Bir başka konu da ışığa karşı duyarlılığınız olup olmadığıdır. Doktorunuzun bu etkenleri bilmesi gerekir.

Botox:
Gülerken gözlerinizin dış kenarları “kaz ayakları” ile doluyorsa, alnınızda çizgiler oluşuyorsa veya göz kapaklarınız sarkmaya başladıysa, hemen neşter altına yatmak zorunda değilsiniz. Botox iğneleri bu sorunları büyük ölçüde düzeltir ve yeni kırışıkların oluşmasını önler. Ancak botox’u ölçülü kullanmak gerekir. Yüzü adeta felç eden ve tamamen ifadesiz bırakan uygulamalar hiç hoş olmuyor. Yüzde hafif mimikler kalmasına özen gösterilirse, sonuçlar çok daha doğal, yüzler daha yumuşak ve esnek görünüyor.

Dolgular:
Yüzünüz biraz çökmüş, çeneniz küçülmüş, dudaklarınız incelmiş veya burun kenarlarından dudağa doğru uzanan (nasolabial) çizgiler derinleşmiş olabilir. Bütün bunlar herkesin başına geliyor. Dolgu uygulaması bu sorunları gidermekte gayet becerikli. İhtiyacınız olan bölgeyi dolgu ile hafifçe beslediğimizde yüz ifadesi doğal bir şekilde gelişiyor. Yaşınız genç olmasına rağmen daha kalın dudaklara veya daha dolgun yanaklara sahip olmak isteyebilirsiniz. Dolgu size bu imkanı sağlar. Dolguların bir avantajı da uzun süreli olmasıdır. Örneğin bazı Hyalüranik asit dolguların ömrü 2-10 yıl arasındadır.

Vücut formu ve sellülitler:
Öncelikle ideal kilonuza ulaşmak veya korumak için beslenme ve hareket konusunda kesin bir karar vermelisiniz. Bölgesel yağlanma ve sellülit gibi bir sıkıntınız varsa, mücadeleye şimdi başlayın. Bu konuda yılın yıldızı Soya Lipoliz injeksiyonları, lenf drenajı ile masaj üçlüsü oldu. Mezoterapi ile karbossi terapi de pek çok kişiye yardımcı oldu. Bence bu sorunları kış boyunca unutup baharda hatırlama hatasına yeniden düşmeyin. Ne kadar erken başlarsanız, kalıcı sonuçlar için başarı şansınızı o denli arttırmış olursunuz..

Tabii farklı sorunlarınız da olabilir. Akneler, lekeler, benler, varisler, çatlaklar, alerjiler, siğiller, kıllanma gibi. Bütün bunlar hem sağlığınızı hem de güzelliğinizi tehdit edebilirler.Tek çare deneyimli bir doktora gidip tedaviye başlamaktır. Bir yandan cilt tedavileri, bir yandan zengin bir antioksidan programı ile tümünün üstesinden gelebilirsiniz. Yeter ki ertelemeyin!

Bu kış gençleşmeye ne dersiniz? Gelecek yıl yaş günü pastamızdan birkaç mum eksiltemeyiz ama kendimizi çok daha iyi hissedebiliriz..

Yorumlar

Yorum

yasemin amato: 1965 yılında İran'nın Tebriz kentinde doğmuştur. 1983 yılından itibaren Türkiye'de yaşamaktadır. 1990 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi'ni bitirdikten sonra, ihtisasını aynı üniversitenin Dermatoloji Ana Bilim Dalı'nda yaptı. Kozmetik dermatolojiye olan tutkusunu geliştirmek için İngiltere'ye gidip Birmingham'da dermatoloji kursuna katıldı. 1995 yılında ABD'nin Dallas eyaletinde Kollajen enjeksiyonları hakkında eğitim aldı. 1996 yılında Paris'te dünyanın en ünlü uzmanlarından (Dr.Benjamin Asher, David Goldberg, Dr. Legrand, Dr. J.Le Coz, Dr.Laglen) değişik dolgu maddeleri enjeksiyonları, botoks ve mezoterapi eğitimi gördü. Türkiye'ye dönünce YASEMEN adında bir kozmetik dermatoloji merkezi açarak, İzmir'de ilk kez dolgu, botoks, mezoterapi, lazer epilasyon, kalıcı makyaj ve mikrodermabrazyon uygulamalarını başlattı. 2004 yılında Doğan Yayınevi'nden çıkan "Güzel ol, Bugün, Yarın ve Daima" isimli bir kitap yazmıştır. 2009 yılında "Yaşlanmayı erteleyin" "Evde güzellik ve bakım sırları" "Güzel dokunuşlar" isimli kitapları yayınlanmıştır. 2004 yılından itibaren Şamdan plus, Diva, Sabah Gazetesi'nin eki Günaydın, Hürriyet Aile, Kuşhan Diyet, Karşıyaka LIFE, ESİAD dergileri gibi yayınlarda köşe yazarlığı yapmaktadır. Ayrıca 1994 yılından beri Ticaret Europe üyesidir. Kendisi bir çok televizyon programlarında, üniversite içi seminerlerde, konferanslarda, ulusal ve uluslararası kongre ve seminerlerde konuşmacı olarak katılmıştır. Dr. Yasemin Fatih Amato evli ve bir çocuk annesidir.
Related Post
Leave a Comment